Bartın Hakkında Başkasından Duyamayacağınız Şeyler

Bartın’da geçen 5 senelik öğrencilik yaşamıma istinaden kimseden duymadığınız ve duyamayacağınız bazı tarihi, kültürel ve mitolojik bilgileri sizler ile paylaşmak için bu yazıyı kaleme almış bulunmaktayım.

Bartın, Yunan Mitolojisi ’nde oldukça büyük öneme sahip olan bir kenttir. “Parthenion”, Bartın’ın eski ismidir. Parthenios ’ta Yunan mitolojisinde sular tanrısıdır. Daha yazımın ilk paragrafında bu şehir için suların önemini vurgulamış oldum. Ancak asıl önemli bilgileri de peyderpey sizlere aktaracağım.

Bartın çayı, Bartın’ın en önemli turistik yerlerinden birisidir. Bunun yanı sıra şehirde yaşayan insanların da stres atmak için çay kenarında yürüyüşlere geldiği ve Sevgi Parkı’ nda çardaklarda dinlendiği, aile çay bahçelerinin de bulunduğu bir huzur alanıdır. Yalı mevkiinden geçen bu akarsu, ağır yüklü gemi taşımacılığı yapılabilen tek akarsudur. Zamanla akarsudaki ağır taşımacılık ortadan kalksa dahi şuan turistik amaçlı gezi düzenleyen minik tur tekneleri insanları gezdirerek, eğlendirmeye ve şehire neşe katmaya devam etmektedir.

BARTIN’IN MİTOLOJİK ÖNEMİ

Mitolojik İnanç: Bu akarsuyun yanına sevdiğiniz bir kişi ile giderseniz elinize, kişi başı 7 tane taş toplamalısınız.  Bu topladığınız 7 taş hayatınızdaki 7 insanı temsil etmelidir. Bir sevdiğiniz kişi bir siz taş fırlatacak şekilde atış düzeninizi belirlemelisiniz. Sonrasında içinizden geçirdiğiniz kişi ile bütünleştirdiğiniz taşı suya atmalısınız.

Yalnız taşları suya atarken, hayatınızda istemediğiniz kişileri ilk atışlarda en uzağa atmalısınız. Uzaktan yakına doğru geleceğiniz 6 atışın 7.sinde sevdiğiniz kişiyi düşünerek elinizden aşağı yavaşça suya yuvarladığınızda sevdiğiniz kişi ile evleneceğiniz inancı hakimdir.

Öğrenciliğim sürecinde bende bu mitolojik miti sevdiğim kız arkadaşım ile gerçekleştirdim. Ancak bende batıla ve mitolojiye çok fazla inanmam. Şuan da ise bu mitolojik miti gerçekleştirdiğim kişi ile evliyim. 8 sene süren ilişkimiz orda başlayıp, evlilikle sonuçlandı. Bu duruma şans ya da tesadüf demeliyiz bence.. Fakat ara-ara da “MI ACABA?” demekten kendimi alamıyorum. 😊

Bartın’ın meşhur bir suyu vardır. “Kavşak suyu.” Yine bir batıl inanca göre bu suyu içen Bartın’dan minimum 7 sene ayrılamaz derler. Sırf bu korkum yüzünden bu sudan da kesinlikle tüketmedim. 😊

Kavşak suyu, sokaktaki çeşmelerden de akan bir su idi. Ancak zaman içerisinde kesildi. Kavşak suyu havzasında, “Tüfit andazit taşının (Ankara taşı) suyun içindeki kireci bünyesine alması sonucunda saf ve temiz bir su çıktığı uzmanlar tarafından da tespit edilip onaylanmıştır.” Yani gerçekten sular şehri denilmesinin aslı var. Biraz mitoloji, biraz fizik ve tektonik oluşumlarında etkisi ile oldukça dikkat çekici bir şehir, Bartın. (Öğrenci iken nefret etmek serbest.)

Yürüttüğüm çalışmalar ve faaliyetler sonucunda Belediye Başkanı Cemal AKIN ve kurmayları ile de birlikte çalışma fırsatımız oldu. Bu çalışmalara istinaden şehrin içerisinde olan Yalı Mevkii’ndeki Gazhane Park’ına uğramanızı kesinlikle tavsiye ederim. Şehrin içerisinde, kuş gözlem evinden tutun, akarsuyun kenarındaki yürüme yollarına kadar huzurla dolu bir park. Sessizlik ve sakinliğe açılan bir derin bir kapı. Park bitti sanıp dönmeyin ve mutlaka kuş sesleri eşliğinde demli bir çay için. Tadını hissedeceksiniz.

Bunun yanı sıra Kemer Köprü Mevkii’ndeki Belediye Çay Bahçesi’nde bir çay içerek ördeklere ekmek verebilirsiniz. Ses verdiğinizde size “vak vak vagg..” diye koşarak gelen onlarca ördek görebilir ve onlarla fotoğraf çekilebilirsiniz.

Oldukça güzel eski ve tarihi evlerini gözlemleyebilmek ve fotoğraflamak için mahalle aralarında gezinmeniz yeterli olacaktır. Yaz ya da ilk bahar aylarında giderseniz, çiçek kokularını iliklerinize kadar hissedebilirsiniz.

Yeni yapılan Bartın Üniversitesi Kampüsü’ nünde oldukça güzel olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Çünkü biz vakti zamanında fakültemizde otlayan ineklere bakarak dersler işlemiştik. 😊

Öğrenci yaşamı için fazla hareketli olmayan bu şehirde 4-5 sandalyeyi koyan ben Kafe’yim diyebiliyordu. Fakat Yalı Mevkii’nde artık oldukça güzel kafeler mevcut.

Şehir’in bir ucundan bir ucu 20 dakika olduğu için “Oooo.. Orası çok uzak diyenlere kesinlikle aldırış etmemelisiniz.”  Bu şehirde öğrenci iseniz güzel arkadaşlıklar biriktirebilirsiniz. Bartın’ın yerlisi olan genç arkadaşlarda size her konuda yardımcı olacaklardır. Ancak N’yaptıy lay? (Ne yaptın lan?) ve N’yabıyosuy (Ne yapıyorsun?) sorularını anlayabilmeniz ve onlar ile iletişime geçmeniz gerekebilir. 😊

Yine kent merkezinde kurulan köylü pazarı (Gallabazarı) oldukça ucuz ve organik ürünleri alabileceğiniz bir durak noktasıdır. Çilek mevsiminde burada güzelim çilek kokusunu doya doya içinize çekebilirsiniz. Küçük fakat mükemmel aroması olan bu çilekler, Bartın’ın en büyük festivali olan “Çilek Festivali’nin de isim babasıdır.

BARTIN’DA NE YAPILIR? NERELERİ GEZMELİSİNİZ?

Büyük şehirlere yakınlığı ile yazın oldukça fazla turist çeken Bartın’ın en popüler ilçesi Amasra’dır. Amasra’ya gittiğiniz zaman Barış Akarsu’nun evi ve Barış Akarsu Müzesini mutlaka gezmelisiniz. Bunun yanı sıra mendirekte soluklanıp, sonrasında da bir balık yemelisiniz.

İlerleyen süreçte çarşıyı gezerek ağlayan ağaca doğru çıkarken ki taş köprüde de oturup bir fotoğraf patlattıktan sonra tavşan adasına dürbünle bakmalısınız.

Bu da sizi kesmez ve hala kendinizi enerjik hissediyorsanız, arkanızı denize ağlayan ağaca doğru verip önünüzdeki patikayı tırmanırsanız bütün Amasra’ya yukarıdan bakabilirsiniz. 😊

Amasra belli dönemlerde Uzakdoğulu turist akınına uğrasa da, ailesi ile birlikte denize girmek isteyen günü birlikçiler genellikle Güzelcehisar, Mugada ve İnkumu’nu tercih etmektedir.

Güzelcehisar ve Mugada eşsiz doğası ile gelen tatilciler güzelliklerini sunsa da, ilkbahar ve sonbaharda ayrı bir güzel olmaktadır. Doğayı seven bir kampçı iseniz bu zamanlarda kamp atabilirisiniz.

İnkumu oldukça popüler olmasına rağmen denizinde en çok “çekme” vakası yaşanan tatil yeridir. Bu yüzden oldukça tehlikeli ve dünya yüzme şampiyonunun dahi boğularak hayatını kaybettiği bir denizdir.

Bu yüzden ben ayağımın değmediği yere kesinlikle gitmedim. Ancak heyecan arayan arkadaşlar açıldıkları ve akıntıyı hissettiklerinde kıyıya doğru değil, kıyıya paralel olarak yüzerler ise kurtulma şansları daha yüksektir.

Aracınız ile seyahat ederseniz gidiş ve dönüşünüzdeki mavi ile yeşilin birlikteliği size huzur verecek ve bölgede bulunan oksijen ile ciğerleriniz bayram edecektir.

Gezmek için illa ilçelerine değil, şehir merkezine 5 dakika uzaklıkta olan köylerini de ziyaret edebilirsiniz. Bu köylerde köylülerin size ikram edeceği meyve ve ayranları keyifle tüketerek yolunuza devam edersiniz.

Köyleri ve köylüler oldukça temiz ve güler yüzlü insanlar olup, sizin bir yabancı olduğunuzu hemen anladıklarından dolayı size elleri dolu ikramlar ile gelmektedirler.

Fotoğrafçılık merakı olan kişiler bu köylerden oldukça güzel kareler çıkarabilirler.

Bu yazıyı kaleme alırken oldukça keyif aldım, umarım siz değerli okurlara da aynı keyifi ve duyguları hissettirebilmişimdir. Yazımı burada sonlandırırken, Bartın’ı hayatınızda 1 kerede olsa mutlaka görmenizi tavsiye ederim. 😊