Prag’a aşık oldum…

0

İçindekiler

Prag’ a gitmeden masal şehri, inci gibi tarifleri duymuştum lakin gitmeden ne demek istediklerini tahmin etmek kolay değil. Ben yazılarımda her yerde bulabileceğiniz gezilecek listesinden çok şehirde kolay gezmeniz için ipuçları vereceğim.

Öncelikle Prag aslında ucuz bir şehir ama son dönemlerdeki popülerlikten etkilenip fiyatları arttırmışlar. Yine de Türkiyedeki orta kademe restaurantları baz alıp harcama tutarını hesaplayabilirsiniz. Örnek vermek gerekirse 100-120 TL ye et yemekleri vb yiyebilirsiniz. Yemek kültürü olarak gelişmiş kendine özgü pek yemekleri bulunmamakla birlikte kebap dahil dünya lezzetlerini bulabilirsiniz ve domuzu çok yaygın kullanıyorlar.Hatta şimdiye kadar gittiğim yerlerden en fazla domuz eti tüketimi Prag da mevcut… Ama Prag da öyle bir lezzet var ki hiç bir yerde bu kadar lezzetlisini yemedim. TRİDELNİK 🙂 Poğaça desen değil milföy hamuru desen değil dondurmalısı harikayken domates yeşilliklisi tam bir kahvaltılık 🙂

Prag’da Ulaşım

Ulaşıma gelince; şehir içinde yürüyerek gezebilirsiniz ki öyle yapın çünkü her bir sokağından sanat fışkırıyor. ( 2. dünya savaşı sırasında sehrin yapısı-mimarisi bozulmasın diye direkt teslim olmuşlar ve böylelikle bombalamalarla dokuyu -tarihi koruyabilmişler) Kukla dükkanları, gölge tiyatrosu (mesela birisi uçuyor gibi gözüküyor ama aslında simsiyah birisi onu tututor, karanlıkda anlaşılmıyor), çikolata müzesi, lego müzesi, sex müzesi gibi bir çok müze de bulunuyor. Yürürken bunları da kaçırmamış olursunuz… Şehir içini gezerken sadece St.Nicholas kilisesine çıkarken tramvay kullandık. Bizim otelimiz C metrosuyla tek transferdi. Biletleri aldığınızda sarı kutulara işaretletmeniz gerekecek aksi takdirde cezsı var.Fakat kontrol edildiğine Prag da denk gelmedik. Ayrıca su Prag da biradan içecekden pahalı -trustik bölgeler için- eğer merkezden 2-3 durak uzktaki metro istasyonlarındaki marketlerden alırsanız, ucuza su da bulabilirsiniz.

Charles köprüsünün üzerinde pek de tanıdık olmayan müzik aletleriyle sokak sanatçıları , köprünün her iki tarafında manzarayı izleyerek oturmak sizi sarhoş ediyor. Yaşamak istediğim ve kesinlikle 2. defa gitmeyi planladığım şehirdir kendisi. Charles köprüsünde bulunan heykellerin hikayeleri bulunmakta. Bir tanesinde eğer oraya elinizi sürerseniz şehre 2. defa gelirmişsiniz… Diğerinde eğer çalışmaşsan vergi ödemezsen vb Türkler gelir size iktidar olur diye tasvir edilmiş…

Franz Kafka müzesi, John Lenin duvarı ve Nazım ‘ın Vera ile aşklarına sahit olan cafeyi görebiliriniz. Yine cafe ile aynı hizada dancing house ile farklı fotoğraflar çektirebilirsiniz. Bu bina düzene- kurallara olan başkaldırının bir mimari örneğidir. Ayrıca Prag a kadar gelmişken Parg a 45 dk da otobüsle gideceğiniz Terızın yahudi kampını da görmelisiniz.Burası Hayat Güzeldir filminin de çekildiği kamptır. O ruhu hissetmek, tarihi unutmamak için çok farklı bir deneyimdi. Çalışmak özgürlüktür diye kapı girişinde yazıyor ve binlerce insana özgürlük vaat edilmiş ama burası onların korkunç ölüm yolundan geçerek mezarları olmuştur. Kapıda Türkçe anlatımının da olduğu volkmeni kesin almalısınız…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yapınız
Lütfen adınızı giriniz