Otel mi villa mı?

0

 

Yaz gelsin diyenler sizi duyar gibiyim. Tatil planları konuşulmaya başlandı. Bir tercih yapılacak olsa ilk akla gelen nadide bölgemiz Akdeniz bölgesi olurdu. Son yıllarda konaklama seçenekleri farklılaştı. Otel dışında kiralık evler, kiralık villalar vb. Tatil seçeneklerinin de olduğu görüldü. Ben de küçük bir araştırmadan sonra Kaş-Kalkan’a bağlı Kördere beldesini keşfettim. Tam bir villa cenneti… Sizinle tanışma yazımda tabiri caizse villa tatil deneyimimi paylaşacağım.

İstanbul’dan başladığımız rotada Dalaman Havalimanı ilk durağımızdı. Araç kiralama şirketi ile görüşüp yolculuğumuza başladık. Fethiyede durup bir kahvaltı etmeye karar verdik. Son durağımız ise Kalkan’a bağlı Kördere beldesi oldu. (Merak edenler olursa diyerek, yol yaklaşık iki buçuk saat sürdü.) Kalkan’ın manzarası gerçekten muazzam. Dağ havası, dağların eteklerinde villa manzarası, doğa ile iç içe olma hissi beni özellikle çok iyi hissettirdi. (Hep travma bunlar. İş stresinden kurtulmak) Öncelikle Villaya yerleştik. Girer girmez nedense tatil havasına girdim. Gözüme ilk havuzu kestirdim.

Villa içerisinde kapalı ve açık olmak üzere iki havuz bulunmakta. Mart ayında gittiğimiz için açık havuz biraz düşündürse de kaçamak ya, girdim tabii. Hava da gerçekten sıcak. Kaş Manzarası karşısında da yüzmek kaçınılmazdı. Kafada soru işaretleri olabilir. Bu villa balayı villası olarak geçiyor. O yüzden etrafın sizi görmesi zor. Kafanızı dinlemek için biçilmiş kaftan. Havuzdan devam edelim, Balayı villası olduğundan yattığımız odada projeksiyon-perde, ses sistemi, jakuzi bulunmakta.

Gerçekten dizi-film farketmez, jakuzide perde önünüzde yemek ya da içmek çok keyifli. Ayrıca gündüz ses sistemi olduğu için şezlong’a uzanıp Havuz başı mini bir partide yapabilirsiniz. (Teras büyük olduğundan diğer tarafında mangal da yapabilirsiniz.) Yemek yemeyi seven bir millet olduğumuz için gelelim mutfak işine. Açıkcası villada özel sabah-öğle-akşam servis olmaması benim için daha doğal, “kendin pişir kendin ye” olması mutfağında Amerikan olması daha iyi oldu. 5 günlük deneyimimde yiyecek içecek alışverişi çok da bir maliyet olmadı.

(Beş dakika mesafede iki bakkal var.) “Sen, uzun uzun anlattın şimdi hani TV, oturma odası ” diyenler var. Tam da oradayım. Sakin(!) Oturma odamızda TV Önemli biliyorum. TV, ekranı 100 cm, akıllı bir televizyon. YouTube, Netflix vb. Uygulamalar ile çok keyifli oldu. Eleştiriler geldi. ” Bacım, 5 gün villaya mı tıkıldın” kısmıda geldi. İstanbul’dan gidip, tıkılasım geldi ama hayır gezdim. Hem de ne güzellikler.

Bu kısımda Kaş’da keşfettiğim doğa harikalarını ve buradaki deneyimlerimi paylaşacağım. İlk durağımız Kaputaş Plajı. Bu mevsimde sadece ziyaret edebildik. En çekiçi plajlarından biri olduğunu söyleyebilirim. Antiphellos Antik Kenti, Kaş’ın Tarihine bakıyorsunuz. Likya lahitleri, kaya ve anıt mezarlar ile kişilik Kaş Antik Tiyatrosu bulunuyor. Dış dünyayla bir süreliğine de olsa bağlantınızı kesmiş olacaksınız Kekova’da. Ülkemizin tek batık kentine ev sahipliği yapan bir güzelliğimiz… Kaş’ın en büyük antik kenti Xanthos Antik Kenti, M.Ö. 7. yüzyıla kadar uzanıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki Ksantos’ta kaya mezarları, lahit mezarlar ve Likya kültürüne özgü dikme mezar anıtları yer alıyor. Patara Plajı. Caretta carettaları görmeden geçmezsiniz. Bir kısmı da koruma altında plajın. Saklıkent Kanyonu, Rafting, Trekking vb. Aktiviteler yapmak isteyenlere güzel bir fırsat. Ben mi ? Ben yapmadım. Meis Adası, Kaş’a kadar gelip görmeden olmaz değil mi ? Schengen vizesi olanlar için iyi bir öneri olacaktır Meis.

Deneyimlerimi, az da olsa bu mevsimde gördüğüm yerleri sizlere aktarmaktan çok memnun oldum. Evet bu yazıdan sonra Otel mi yoksa alternatif bir konaklama seçeneği olan Villa mı size bırakıyorum. Tekrar görüşmek üzere kendinize iyi bakın. Keşfetmeyi ve kahve içmeyi unutmayın!

Detaylı Bilgi için : cansuozern Instagram adresinden DM’den ulaşabilirsiniz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu yapınız
Lütfen adınızı giriniz